Antalya denilince, artistlerin, sanatçıların, siyasilerin, ünlülerin yaptığı kaçamak tatiller akla gelir.
Antalya şehrinin ismiyle, Antalya’ya gelen turist sayısı, Antalya’ya yapılan tatil köyleri, beş yıldızlı oteller, ülke turizmine olan katkısı ön plana çıkar…
Oysa yaşadığımız şehir Antalya’nın da birde tarihi var.
Geçmişten günümüze aktarılan, ilk yerleşen öncü Türk akıncıların, Yörüklerin, Muhacirlerin ( İlk gelenlerden Türk Müslüman Kırımlılar, Girit, Moralı, Rodoslular…) Göçmenlerin ( Rumeli, Selanikli, Üsküplü, Bulgaristanlı…) Çerkezlerin, Arapların… Kültürleri var.
Bu, Türk, Yörük, Muhacir, Giritli, Göçmenlerin, birlikte Antalya kültürünü oluşturması var.
Antalya’nın Araplardan geçen hibeşi, tatlısı, Kırım muhacirlerinden geçen tatar aşı, çiğ böreği, köbetesi, Çerkezlerden geçen Çerkez tavuğu, Çerkez mantısı, lepsi… yemekleri, tatlıları var…
Kekikli Çorba (Yayla Çorbası), Göce Çorbası (Alaçorba) , Yarpızlı Çorba, Yarma Tarhana Çorbası, Keşkek, Domates Cilvesi, Burani, (Zeytinyağlı ıspanak yemeği. Limon ve yoğurt ile soğuk yenir.)
Testi Kebabı (Kaynama), Alafaşı, (Doğal otlardan yapılan bir yemek türüdür. (İlibada, ebe gümeci veya buna benzer tarla bitkileri toplanır) Borana, (Haşlanmış yumurtalar sarımsaklı yoğurda doğranır. Üzerine yağ, toz biber ısıtılarak dökülür.) Softalar Aşı,( Bolca doğranan kursıkılarak sıcak sıcak yenilir.) İlibada (Labada) Aşı,( Kışın kırlardan toplanan labada otu bulgur ve yağ ilavesiyle birlikte kavrulur. Pilav haline gelince ateşten indirilerek sıcak sıcak yenilir.) Antalya’nın has yemeği taratorlu piyazı var, Su Böreği, tepsi böreği, serpme börek, Kapama,( Yufka kalınca açılır, arasına çökelek, maydanoz, serilerek birbiri üzerine kapatılır. Saç üzerinde pişirilir, pekmez veya balla yenir.)
Kabak Tatlısı, Kıvrım ( Sarıburma ), Pelize, ( Önce şekerli su kaynatılır. Ayrı bir kapta suyla karıştırılmış nişasta kaynayan suya karıştırılarak ilave edilir. Muhallebi kıvamına gelene kadar pişirilip ocaktan indirilir. Üstüne eritilmiş tereyağı dökülür.) Kirkitle (Çivirdik), (Kışın çok soğuk günlerde yapılan bir tatlı çeşididir. Bal, şeker veya en çok da pekmez ile yapılır. Kavrulmuş susam, ısıtılıp kaynayan pekmez içine atılıp karıştırılır. Bir kap içine dökülür, pencerenin dışına konularak soğumaya bırakılır. Soğuyunca iyice sertleşen kirkitle kırılarak yenilir.)
Bestel (Pestil-İncir Reçeli),( Taşağıl Kasabası'nın ve yakın köylerinin en meşhur yiyeceklerindendir. Maya ya da Amat yemişi olarak adlandırılan incir çeşitleri tam olgunken toplanıp kurutulurlar.)
Girit Göçmen Mutfağı; Şilofta ( Loğusa Çorbası ), ( Daha çok loğusa kadınlara yapılan bir çorbadır. Mayasız hamur yoğrulup oklava ile açılır ve erişte gibi kesilir. Bu ince parçalar tencerede kaynayan suya atılıp haşlanır ve çorba kıvamına gelince içine şeker atılıp üstüne tarçınlı kızgın yağ dökülür. En üste dövülmüş ceviz ve badem serpilip sunulur. Loğusa kadının sütünü arttırdığına inanılır. )
Askolibrus - Kenger ( Şevket Bostanı - Şevket-i Bostan - Akkız ), ( Dikenli bir ottur. Ayıklanmadan önceki haline “Aladiken” de denir. Yaprakları sıyrılıp kökleri kesildikten sonra elde edilen bitkinin beyaz dalları ahtapot bacaklarını andırır. Dikenleri ayıklanıp yıkanır, uçları yarım parmak uzunluğunda doğranıp kök kısmı da ikiye veya dörde bölünür. Tencerede zeytinyağı dökülüp arzuya göre soğanlı veya soğansız olarak yağda çevrilir. İster beyaz, istenirse domatesli ve/veya etli pişirilir.)
Vruvez ( Turp Otu, Hardal ) , ( 3 çeşidi vardır. Tatlısı ( Qlikovruvez ), ( Rapanovruvez ) az hardallısı ve daha acısıdır ve en acısı da ( Prikovruvez )’dir. Haşlanarak salatası yapılır. ) Marasa ( Malatura, Rezene, Arapsaçı ) , (Dereotuna benzer kokulu bir ottur. Beyaz köklerinden ayıklanıp yıkandıktan sonra işaret parmağı uzunluğunda doğranır. Soğanla isteğe göre beyaz, domatesli veya etli pişirilebilir.)
Çulama, (Girit Göçmenlerinin önceleri yılın başında bolluk ve bereket dileğiyle yaptıkları bir yiyecek olup, sonraları bütün yıl, özel günlerde yapılmaya başlanmıştır. ) Papulena Fava, ( Bilindiği gibi fava bakladan yapılmaktadır. Giritliler bu bilinen usulde de fava yapmaktadırlar ancak onlar asıl fava bitkisi olan bezelye büyüklüğünde ve şeklinde ancak rengi ondan daha açık papules bitkisini kullanırlar. )
Okka Kabağı ( Girit Kabağı ), Yahnera ( Karışık ot yemeği) , ( Kçunades (gelincik), Sarikaça (katırtırnağı), Astates, Asgadates (iğnelik, hanımın iğnesi), deve kengeri ve başka kenger çeşitleri vb. otlarla etli veya etsiz yapılabilir.) Kölle (buğday, fasulye, nohut ve bakla haşlaması), saç kavurması, arapaşı, tandır kebabı, tatlılardan isa patlıcan, bergamut, turunç reçeli, kabak çiçeği dolması, börülce salatası, toros salatası, (Al Köz-Al Göz) , laba, turunç, bergamut, patlıcan reçeli, gömbe dondurması, yanık dondurması…. Var..
Antalya’nın turizminden bahsedilirde, yaşadığımız şehir Antalya’nın bir zamanlarda düşman işgalinde kaldığından, Antalya halkının da sıkıntılı günler geçirdiğinden hiç bahsedilmez.
Antalya’nın da, Yunan işgali, Fransız işgali, Ermeni işgalinde kalan şehirler gibi…
İşgal yılları vardır…
Kentimiz, 28 Mart 1919’Da İtalyanlar tarafından işgal edilmiştir.
İşgal yıllarında yaşanan sıkıntılar, Antalyalı yerli aileler tarafından yeni kuşaklara aktarılmıştır. Yeni kuşaklar, işgal yıllarında yaşanan sıkıntıları dinleyerek, büyümüştür.
Bende bugün Antalyalı bir ailenin çocuğu olarak, bu şehirde yaşamış 1898 doğumlu dedem ve 1900 doğumlu babaannemden duyduklarımla birlikte Antalya’nın düşman işgalini yaşadığı yıllardan, 5 Temmuz 1921’DE İtalyanların şehri terk etmesiyle, şehrin düşman işgalinden kurtuluş gününden bahsedeceğim.
Bugün Antalya’nın özel günü…
Kurtuluş savaşının başlamasıyla, cephelerde yapılan savaşlarda üstün başarı gösteren Türk askeriyle, savaşmayı göze alamayan, İtalyan işgalci güçlerin Antalya’mızı terk etmek zorunda kaldığı gün….
Bazı kesimlerce, kurtuluş için silahla mücadele verilmediğinden dolayı 5 Temmuz Kurtuluş günü olarak sayılmıyor.
Silah sıkılmadan da şehrin kurtuluş günü olur mu? Diye düşünenler oluyor.
Silah sıkılmadan da bir şehrin işgalden kurtuluşu olur mu ?
Elbette olur…
O günleri tekrar hatırlarsak.
İtalyanların Antalya’yı işgalinden bir ay sonra İzmir’i Yunanlılar işgal etmiş. Bu işgal İtalyanları kızdırmış. Yunanlıların işgaline çok kızan İtalyanlar, bu kez stratejilerini değiştirerek, Yunanlılara karşı savaşan Türklere yardım etmeye başlamışlar.
İtalyanlar gemilerle Türklere uçak parçaları taşımış.
Gelen uçak parçaları Antalya şehrine getirilmiş.
Antalya şehir merkezinde bulunan Muratpaşa Camii avlusunda montajları yapılmış.
Kurtuluş savaşının yapıldığı yıllarda Muratpaşa Camii kışla olarak kullanılmış.
Montajı yapılan uçaklar kurtuluş savaşında, savaşı etkileyecek şekilde cephede görev yapmışlar.
İtalyanların dolaylı şekilde Türk askerine destek vermesinden dolayı, Antalya halkı o dönem silahla mücadeleye girmemiş.
Antalya halkı, o yıllarda Kurtuluş Savaşına cephe gerisinde lojistik destek sağlamış.
Antalyalı kadınlar çorap örmüş, asker elbisesi dikmiş, seyyar sedyeler hazırlayarak, savaşın geçtiği yerlere cephelere göndermiş.
İtalyan askerleri de diğer yerleri işgal eden Yunan, Ermeni, Fransız… Askerlerinin yaptığı gibi Antalya halkına kötü muamelede bulunmamışlar.
Kayda değer zulüm baskı yapmamışlar.
İtalyanlar, Türk askerinin cephelerde aldığı başarılı sonuçlar karşısında, Türk askeri ile cephede karşılaşmak istememişler, 5 Temmuz 1921’De de şehri terk etmişlerdir.
İtalyanların şehri terk etmelerine, o dönemlerde şehirde yaşayan Rum ve diğer azınlıklar çok üzülmüş.
Antalya’da yaşamış büyüklerim o günleri anlatırken, özellikle Rum ve diğer azınlıkların, İtalyanların ilk Antalya’yı işgal ettiklerinde duydukları sevinci, onları çiçeklerle karşılamalarından, ne kadar rahatsızlık duyduklarını büyük üzüntü ile bahsederlerdi.
Antalya şehrinde o yıllarda yaşananlar, Antalyalı olanlar arasında kuşaktan kuşağa aktarılmıştır.
O yıllarda Antalya semtlerinde, bahçelerinde, evlerinde, işyerlerinde, yaşayan Rum ve diğer azınlıkların, işgalde takındıkları tavırlar, şımarık hareketler, bugün yaşadığımız Türkiye’de yeni nesillere ders olmalıdır.
Günümüzde birçok kolaylıklar sağlanarak yabancılara satılan gayrimenkullerin ileriki dönemlerde, ülkemiz topraklarında meydana gelebilecek bir savaş ortamında nelere mal olabileceği, şimdiden iyi etüt edilebilmeli, kontrolsüz satışların ülke güvenliği açısından tehlike arz etme durumunun olabileceği hususu, her zaman öncelikli olarak ele alınmalıdır.
Kurtuluş Savaşının yapıldığı yıllarda binlerce Antalyalı vatanın bir karış toprağını düşmana vermemek için savaşmıştır.
Ya şimdi… Ülke topraklarının yabancılara satışı için her türlü kolaylıklar tanınıyor…
Yasal düzenlemelerde mütekabiliyet esasına bile bakılmıyor..
Kurtuluş savaşı yıllarında Antalya’dan savaşa katılanların bir kısmı doğduğu yaşadığı şehre dönememiş, şehit düşmüş, bir kısmı da ancak gazi olarak dönebilmiştir. ( Murat paşa arşivinde Kurtuluş Savaşı Madalyalı Antalyalıların isim listesi mevcuttur. Dedem Hacı Hüseyin SAMANİ’NİN babası Durmuş SAMANİ’NİN Kocatepe de şehit düşmesi, birinin de, Cemali KIRMIZIOĞLU, 1. Dünya savaşı, Balkan, Yemen, Trablusgarp, Kurtuluş savaşında 14 yıl cephede bulunması, kurtuluş savaşı madalyalı olması, her Türk evladı gibi beni de gururlandırmıştır. )
Vatan toprağımızda gözü olan emperyalist devletlerin ülkemizin dört biryanını işgal etmesi üzerine, ülkeyi idare eden Osmanlı hanedanının teslimiyetçi zihniyetine karşı, Yüce Önder Atatürk’ün önderliğinde, Türk Milleti, ülkemizin bağımsızlığı, milli birlik ve beraberliğimizin korunması uğruna savaşmış, bu güçlü irade, birçok millete de örnek olmuştur.
5 Temmuz Antalya’nın kurtuluş günü, tüm Antalya halkı için kutlu olsun.
Cenabı Allah ülkemize ve Antalya’mıza bir daha işgal günleri yaşatmasın.
Bağımsızlığın kıymeti iyi bilinsin, şehit kanıyla sulanan kutsal ülke toprakları, limanları, şirketleri, bankaları, gayrimenkulleri, birilerine refah sağlayacak diye yok pahasına yabancılara satılmasın…
Hoşça kalın!
Sağlıcakla kalın!
Not: Antalya Büyükşehir Belediyesi, 5 Temmuz Antalya’nın Düşman İşgalinden Kurtuluş Günü nedeniyle Perşembe günü bir söyleşi düzenliyor.
Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Kent Müzesi işbirliğiyle 5 Temmuz Antalya’nın Düşman İşgali’nden Kurtuluşu’nun 91’inci yıldönümünü anlamlı bir etkinlikle kutlanacak. Antalya Kent Tarihçisi Hüseyin ÇİMRİN, Antalya’nın Kurtuluş Günü nedeniyle Büyükşehir Belediyesi Kültür Salonu’nda 5 Temmuz Perşembe günü saat 13.00’te söyleşi yapacak. Antalya’nın işgali ve kurtuluşunun anlatılacağı söyleşiye, bu şehirde yaşayan duyarlı vatandaşlarımızın gelmesi dilleğiyle…